26 Eylül 2012 Çarşamba

VENEDİK'E GİTMEK İÇİN SEBEP ARAMAYIN..



 Venedik demek,aşk demek,romantizm demek.Yağmurlar gelmeden,
bu güzel sonbahar günlerinde bir seyahat düşünüyorsanız,bu özel
şehiri listeye alın.Venedik limanına girerken şehirin ihtişamına
hayran olacaksınız.Ünlü San Marco Meydanı her zamanki gibi
turistler ve güvercinlerle dolu olarak sizi karşılayacak.118 ada
üzerine kurulu Venedik'in tadını çıkarmaya bakın.

Dört atın süslediği,göz kamaştırıcı yapısı ile Aziz Markos Bazalikası önündeki sıra gözünüzü korkutmasın.İçeriye girip ziyaret edin.Merdivenlerden yukarı çıkarak,terastan meydanı ve
liman girişini seyredin.Çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
Bazalika'nın karşısındaki,96 metre yüksekliğinde olan ve eskiden kafeslere konan mahkumların meydana atıldığı Çan Kulesi'ne çıkmayı unutmayın,tepeden Venedik'in muhteşem manzarası ayaklarınızın altında.
Eski zamanlarda şehir yöneticilerinin ikametgahı Dükler Sarayı'da muhakkak görülesi yerlerden.
Ünlü Rialto Köprüsündeki hediyelik eşya dükkanlarını gezin,şehrin ara
sokaklarını dolaşırken küçük dükkanlarla ünlü markaları yanyana göreceksiniz.Ayrıca Larga XXII Marzo lüks mağazalarla dolu bir cadde.Özellikle Venedik dantellerinin satıldığı dükkanları ve Murano
camlarından yapılma eşyaların olduğu mağazaları gezmeyi unutmayın.
Dar sokaklarda karşınıza çıkan antikacılar sürprizlerle dolu dükkanlar.
Rialto Köprüsü'nden indikten sonra,köprünün hemen solundaki şehrin
balık ve sebze pazarını ziyaret edin.Venedik yürüyerek dolaşılan bir
şehir,rahat ayakkabılar giyin,ara sokaklarda kaybolun,şehirin heyecanını yaşayın,birbirine benzemeyen sokakları dolaşın,aralarda
küçük kafelerde mola verin,gondolcuların seslerini dinleyin ve bu
olağanüstü şehiri doya doya yaşayın.
Cam işçiliğinin merkezi olan Murano ve renkli evleri ile ünlü Burano
adalarını ziyaret edin.
Venedik denince akla gelen ilk şey gondol turudur.Gondol keyfini muhakkak yapmalısınız.Kanallar arasında dolaşırken eski sarayları,
(14.yy.dal kalma iki yüz saray olduğu söyleniyor.)kanala açılan kapıları ile otel ve evleri görüp,küçük köprülerin altından geçerek büyük kanala çıkacaksınız.Eğer özel birgün kutluyorsanız harika bir şey
yapın,paranıza kıyın ve gondol sefanıza müzisyenler olursa da daha iyi olur bir de tenor ekleyin.Bu aşk şehrinde hayat boyu unutulmayacak bir anınız olacaktır inanın.
                                                

Öğlen yemekleri için büyük kanalın yanındaki
lokantalardan birini seçebilirsiniz.Turistler için set menüleride var.Ara sokaklardaki yerli halkın tercih ettiği küçük,sevimli lokantalarda çeşit çok ve lezzetli yemekler yiyebilirsiniz.Hedefe
daima kalabalık lokantaları alın,fiyat ve lezzette sizi yanıltmazlar.Akşam yemekleri için alternatif
çok,Michelin yıldızlı Da Fiore lokantasında yemekler harika,fiyatlar yüksek.Ristorante Da Ivo şehrin merkezinde,mekan olarak lüks değil
ama yemekler lezzetli.Ayrıca Harry's Bar'da içki
içebilir veya akşamları kiliselerde yapılan konserlerden birine katılabilirsiniz.Otel resepsiyonu Venedik geceleri için sizi yönlendirebilir.Napolyon'un''Avrupa'nın en zarif salonu''diye
                                                         adlandırdığı San Marco Meydanı'nındaki kafelerde klasik müzik
                                                                                  dinleyip,kahve veya bir kadeh şarap için,gece
                                                                                  ışıl ışıl olan meydanın keyfini çıkarın.
                                                                                  Venedik merkez otelleri herzaman biraz daha
            pahalı   olmasına rağmen,şehirin bütün                                                  
            güzelliklerini yaşamanız açısından civarda                                                
            kalmayı tercih etmeyin.

Sevgiyle kalın..















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder