Eflatun Dinozor: BİR DEVRİN SEMBOLÜ VERSAİLLES SARAYI

Versailles Sarayını, ziyaret etmek için güzel bir havada,bütün gününüzü ayırmalısınız ve uzun süre
yürüyeceğinizi düşünerek rahat ayakkabılar giymelisiniz.Tur harici kendi başınıza gezmek istiyorsanız,RER'e (banliyö treni)binerek Versailles Kasabasına 25-30 dakikada ulaşabilirsiniz.
Trenden indikten sonra kısa bir yürüyüş mesafesinde karşınıza saray bütün ihtişamı ile çıkacaktır.
Güneş Kral diye anılan kral XIV.Louis zamanında burası muhteşem bir saraya dönüştürülmüştür.
Birçok filme konu olan,1300 odalı bu saray daha çok kral XVI.Louis ve kraliçe Marie Antoinette'le
özdeşleşmiştir.Ana bina kraliyet ailesinin ikamet ettiği yerdir.Dini törenlerin ve duaların yapıldığı
Şapel,Opera Salonu ve inanılmaz Aynalı Salon birer şaheser.Marie Antoinette'nin görkemli yatak
odası,eğlencelerin yapıldığı salon,çocukların odalarının bulunduğu bölümler çok etkileyici.

Kendinizi,zaman tünelinde seyahat ediyor gibi hissediyor,sanki eteklerini savurarak,bütün
ihtişamı ile kraliçe bir köşeden çıkacak
sanıyorsunuz.
Saray bahçeleri,(bahçe kelimesi biraz tuhaf
oluyor,büyüklüğü görünce)geometrik peyzajı ile
çok etkileyici.Ayrıca fıskiyeli havuzlar,heykeller

birer sanat şaheseri.Koru muhteşem,koruyu bölen,büyük kanalın ucunda bisiklet turu yapabilir veya kanalda kayıkla keyif yapabilir,
restaurantta bir şeyler yiyebilirsiniz.
Bahçe turunu mini trenle yaparsanız zamandan
tasarruf edersiniz.Grand Trianon,Petit Trianon,
Hameau(küçük köy) ve minyatür çiftlik görülmesi gereken yerler.Birbirlerinden uzakça
olan bu yerler için bahçedeki mini trene binmeyi
unutmayın.
14 Temmuz 1789 da halk Bastil Hapishanesine
yürüdüğü haberi Versailles Sarayı'na ulaştığında,kral ''bu bir isyan mı?''diye sordu,aldığı cevap şu oldu''hayır efendim,bu bir devrim.'' İşte,bu cümle bir devrin bittiğini gösteriyordu.Paris'e gittiğinizde bir devrin imzası olan Versailles Sarayını ziyaret etmenizi öneririm.