7 Ağustos 2014 Perşembe

İZNİK,GÖRMEYEN KALMASIN...


İZNİK,yeşili ve gölünün maviliği,toprağının bereketi,eski çağlara dayanan antik kalıntıları ile İstanbul'a yakın güzel bir yerleşim merkezimizdir.Bursa'nın bir ilçesi olan İznik'e ilk yerleşimin M.Ö2500 yıllarına kadar uzandığı sanılmaktadır.Şehir Selçuk ve Osmanlı devletine de başkentlik yapmış,Osmanlılar zamanında sanat,kültür ve ticaret merkezi olmuştur.






Çandarlı Halil Hayrettin Paşa'nın 14.yy da yaptırttığı şehir merkezindeki Yeşil Camii özellikle minaresindeki orijinal çinileri ve kesme taş mermerleriyle İznik'in en önemli eserlerindendir.

Lefke Kapısı'nı,antik su kemerlerini ve harabeleri gezin.





Türkiye'de 3 adet bulunan Aya Sofia kiliselerinden biri de İznik'tedir.İlk yerleşim zamanından beri ibadet merkezi olarak kullanılmış,IV.yyda da kalıntılar üzerine kilise inşa edilmiştir.1331 de Orhan Gazi tarafından şehir alınınca camiye çevrilmiş ve Orhan Camii(Ayasofya Camii)adını almıştır.Kanuni zamanında da Mimar Sinan tarafından tamir görmüştür.Bir dönem müze olarak kullanılan yapı restorasyon çalışmalarının ardından tekrar camii olarak ibadete açılmıştır.Hristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı  1.ci ve daha sonra da 7.konsül 787 yılında bu kilise de toplanmıştır.Maalesef eşsiz freskler ve yer mozaiklerinden bugüne çok az şey kalmıştır.Her yıl hristiyan turistler buraya gelerek hac görevlerini  yerine getirmektedirler.





 Tarihi çini fırınlarını,meşhur İznik çinilerinden yapılmış hediyelikleri,II.Murad Hamamı gibi eski tarihi hamamları görmeyi unutmayın.Hediyelik çeşitlerini de bulabileceğiniz tarihi Süleyman Paşa Medresesi'nde soluklanın,göl kenarındaki kafelerde çayınızı için ve tabii Köfteci Yusuf'ta uzun bir mola yerin.Köfte ama illa ki de ekmek kadayıfı yemeden dönmeyin.




 Sevgiyle kalın...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder