10 Aralık 2012 Pazartesi

GÜNLERDEN PAZARTESİ -15 CARLO


Güzel bir hafta sonundan sonra,güzel bir güne ve güzel bir haftaya merhabalar......
İşte sizi gülümsetecek bir fıkra...


**Sinyor Carlo,İtalya'da Fiat Otomobil Fabrkası'nda çalışan kendi halinde bir işçiymiş.
    Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün İtalya'yı ziyaretine kadar,kimse onu tanımazmış.De
    Gaulle'ün,İtalya gezi programında Fiat fabrikaları da varmış.De Gaulle fabrikayı gezerken
    birden duraklamış,tezgahın başındaki işçi dikkatini çekmiş ve ellerini açmış:
   -O Carlo,sen burada mısın?..
   -Vay Charles sen misin?..
    De Gaulle ile İtalyan Carlo sarmaş dolaş olmuşlar...
    Herkes şaşırmış!..
    De Gaulle dönüp anlatmış:
   -Carlo ile biz eski arkadaşız.Alman işgalinde birlikte çalıştık.Bize çok yardımcı oldu.
    İtalyan protokolü hemen durumu idare etmiş.
  -Ekselans, bu fabrikanın en iyi işçisi de Sinyor Carlo'dur.Önümüzdeki günlerde kendisine        
    törenle bir madalya takacaklar.
    De Gaulle çok memnun olmuş.Carlo ile vedalaşıp fabrikadan ayrılmış...
    Herkes Carlo'nun etrafını sarmış.
   -Yahu sen De Gaulle'i nereden tanıyorsun?
   -Söyledi ya !
   -Sen daha önce niçin bize bundan söz etmedin?
   -Çok mu önemli !..
    Aradan birkaç ay geçmiş,olay unutulmuş.Bu defa İtalya'ya Amerikan Başkanı Nixon gelmiş.
    Ona da aynı fabrikayı dolaştırıyorlarmış.O da tıpkı De Gaulle gibi birden duraklamış:
   -Vay Carlo sen burada mısın?
    Aynı sahne,sarılıp,kucaklaşmalar.
    Nixon anlatmış:
   -Ben o zaman genç bir avukattım.Carlo'nun bir işi düştü bana geldi.İlk kazandığım dava onun
davasıydı!..
    İtalyanlar yine şaşkın.Nixon gidince Carlo'yu sorguya çekmişler:
  -Anlat yahu,Nixon'u nereden tanıyorsun.?..
  -Canım gençlik yıllarımızda,Amerika'ya gitmiştim.Başıma bir iş geldi,param yok,genç tecrübesiz   
   bir avukat buldum,davayı kazandı.Sonra ben İtalya'ya geri döndüm,fabrikaya girdim,o da
   başkan olmuş!..
  -Yahu insan söylemez mi?..
   -Çok mu önemli !..
    Gel zaman git zaman fabrikaya bu sefer Kosigin gelmiş dolaşırken Carlo'nun önünde durmuş:
   -Yoldaş,senin adın Carlo değil mi?
   -Evet Aleksi!
    Yine sarmaş dolaş bir sahne.
    Kosigin gidince Carlo açıklama yapmak zorunda kalmış.
   -Gençliğimizde biraz komünistlik yaptık,bunu da o zaman tanıdım.
   -İnsan söylemez mi?..
   -Çok mu önemli?Ben öyle çok adam tanırım!
     Fabrika müdürü kızmış:
    -Yani şimdi neredeyse Papa'yı da tanıdığını,arkadaşın olduğunu söyleyeceksin...
    -Ooooooo,Pol en iyi arkadaşımdır.
    -Atma !..
    -Tecrübesi bedava !
      Müdür kızmış:
     -Tamam o halde pazar günü Vatikan'a gidelim,bakalım Papa seni tanıyacak mı?
     -Olur,gideriz!
       Pazar günü müdür,muavini ve Carlo Vatikan'a gitmişler.....
       Carlo izin isteyip,Vatikan'ın kapısına gitmiş,nöbetçilerle bir şeyler konuşmuş kapı açılmış,içeri 
       dalmış.
     Müdür muavinine dönmüş:
     -Yoksa Papa'yıda mı tanıyor?..
       Biraz sonra meydandaki kalabalık dalgalanmış,herkes Papa'yı görmek için hareketlenirken,
      balkonun kapısı açılmış ve Papa yanında Carlo ile görünmüş.
      Müdür,muavinine;muavin,müdürüne bakarken,Carlo'da gözleriyle meydanda ki kalabalık 
      arasında fabrika müdürünü ararmış...
      Papa tam duaya başlarken,Carlo kulağına eğilmiş:
      -Sen duaya devam et,bizim müdür yerde yatıyor,gidip bakayım ne olmuş.
       Carlo fırlayıp meydana koşmuş kalabalığı  yara yara müdürün yanına varmış,bakmış adam 
       yerde baygın yatıyor,ayıltmaya çalışıyorlar:
       -Yahu ne oldu buna?
       Müdür muavini başını sallamış:
      -Bayıldı!
      -Beni Papa'nın yanında görünce mi bayıldı?
      -Hayır,seni Papa'nın yanında görünce bayılmadı da arkamızdaki iki Japon sana bakıp''Yahu
       bu bizim Carlo,yanındaki takkeli adam kim?''deyince düşüp bayıldı....





              Sevgiyle kalın.....



                                                                


           
























kaynak:Dünya Mizahından Fıkralar    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder