31 Ağustos 2012 Cuma

HAYATI ERTELEMEK Mİ ?....







































 
Jack Nıcholson ve Morgan Freeman'ın oynadığı 'Şimdi Ya Da Asla' diye çevirisi yapılmış filmi
gördünüz mü?..Film, iki ölümcül hastanın hayatları boyunca erteledikleri şeyleri yapmak istemeleri üzerine kurgulanmıştı ve beni çok etkilemişti.Hayatımızda hep yapmak arzusunda olduğumuz fakat hep sonra ya ertelediğimiz ne çok şey var aslında.Önümüzde sonsuz zaman varmış gibi davranıyoruz.Oysa sadece bugün var.Yarın diye bir şey yok.Ama hala yarınla ilgili planlar kuruyoruz.O filmden sonra kendime bir çizelge yaptım.Hayatımda, öncelik vererek yapmak
istediklerimi listeledim.Bunların arasında dargın olduğum kişilerle barışmak,kırgınlıkları unutmak,
kendime göre farklı ve çılgınca şeyleri yapmakta var.Zamandan çalarak,ilerde diye düşündüklerime
hayır! bugün.. diyorum.Tabii ki burada bahsettiklerim ütopik hayaller değil.Söylemek istediğim bugün,yarın diye ertelediklerimiz,zaman içinde nasılsa yaparız dediklerimiz.

Leo Buscaglıa bir kitabında diyor ki''Ben ölümü itici bir güç olarak görürüm,çünkü ölüm bana
zamanımızın kısıtlı olduğunu söyler ve hiç kandırmaz da insanı.''Ne kadar doğru değil mi? Bütün
bunları bildiğimiz halde, bazen ölüm gibi itici güç gerekiyor.
Sizlerinde yarına ertelediğiniz planlar varsa,yanılgıya düşmeyin,bugün deyin.Kaç yaşında olursanız
olun kural aynı.Mutlu olmak için bugünü ertelemeyin.
Okul sıralarında yapılan anketlerde soruların başında 'son 3 gününüz kalsa ne yaparsınız?'sorusu gelir.Bu ankete vereceğiniz(tabii ki makul)cevapları bugün hayata geçirmeye ne dersiniz?..
Ve son söz:
George Santayana diyor ki''Doğum ve ölümün çaresi yoktur.Aradaki boşluktan keyif almaya bakın.''



                                                                          Sevgiyle kalın..

Dane Sherwood'un Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 2001 Şey kitabı size yardımcı olabilir.




















29 Ağustos 2012 Çarşamba

AMASYA'DA YAPILACAKLAR..

Amasya Kalesi
1-Şehrin eteklerine kurulduğu Harşena Dağındaki Amasya Kalesi'ni
gezin ve şehrin kuş bakışı fotoğraflarını çekin.


bahar ve gelincikler
2-Borabay gölü ve yakın köylere gidin,bağları dolaşın,hava uygunsa piknik yoksa yürüyüş yapın.



3-Yöresel yemeklerden tadın.Özellikle
bakla dolması favorim.Keşkek,yarma
çorbası,yağlı katmer muhteşem lezzetler.
Dönerken,ceviz ve haşhaşla  yapılan  dededen gelen açıklanmayan tarifi ile meşhur Amasya çöreği çarşı içindeki yerden alınmalı.Geziniz elma veya kiraz zamanına rastladıysa şanslısınız,bağların manzarası muhteşem,ve tabii o kadar lezzetli ki yemesine doyamayacaksınız....

Amasya'da hamam
    4-Pers Pontus Krallığına ait şehir merkezindeki 18 adet kral kaya mezarını görün.
    

   5-1914 Yılı Amasya'sının sergilendiği Minyatür Amasya Müzesinde emeği olan herkesi
alkışlıyorum.O günlerin şehri, gecesi ve gündüzü ile ancak bu kadar etkili canlandırılabilirdi.


  6-13 Medeniyete ait eserlerin olduğu Amasya Müzesini gezin. İlhanlı'lardan kalan kadın,erkek ve
çocuk mumyaları ile Hitit tanrı heykeli Teşup müzenin en değerli eserlerinden.Zaten müze eser
 bakımından çok zengin.Lütfen vakit ayırın ve keyfini çıkarın.









7-İlhalı'lardan kalan ve her sütun başlığı
farklı olan Bimarhane Tıp Ve Cerahhi Müzesi.
Ayrıca Şehzadeler Müzesi,Hazeranlar Konağı,
Sultan 2.Beyazıd Külliyesi,tarihi camii ve hamamlar görülesi.




camii yolu

Hazeranlar konağı
                              
 8-Gezerken mola vermek için çay bahçesi veya kafeye oturduğunuzda yöreye ait tadımlar yapın,
beraberinde gelen semaver çayını yudumlarken arkanıza yaslanıp ırmak manzarasının keyfini çıkarın.Benim gibi çay içmeyen bir kişi olsanız bile,sonunda çayı sevip yörenin ünlü teneke semaverlerinden alıp,şehrinize götürebilirsiniz.

köy yollarında

Hazeranlar konağı



 9- Akşam saatleri Çakallar'a çıkın,gün batışını, sonrasında şehrin ışıklanışını,ırmağı,kral kaya mezarlarını 
ve Amasya'nın bir masal şehrine dönüşünü seyredin.Burada doyumsuz Tokat kebabını tavsiye ediyorum.İnanın tadı  
damağınızda kalacak.Üstüne semaverle çayınızda gelince keyfiniz tam olacak.
        



          Ve işte son nokta ünlü Ferhat İle Şirin efsanesinin Amasya'da geçtiğini biliyormusunuz?..
   Bence, Amasya bugün kültür turizminde hak ettiği yerde değil.Görün bana hak vereceksiniz.
Çakallar'dan şehir            


*Amasya görmelisiniz,tıklayın:http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/amasyagormelisiniz.html


 Sevgiyle kalın....








                                         
..




                  






































27 Ağustos 2012 Pazartesi

AMASYA......... görmelisiniz...

 Amasya.....Yaşamayı düşündüğüm bir şehir.Hani ilk görüşte aşk derler ya,ben de ilk gittiğimde
Yalı boyu evleri
Amasya'ya aşık oldum diyebilirim.Tarih ve tabiatın iç içe örüldüğü,dağların arasında,
Yeşilırmak'ın kenarındaki yalı boyu evleri,
elma ve kiraz bağları,yemekleri ile ünlü dingin
bir şehir.
 M.Ö:5500 yıllarında Hitit,Frig,Kimmer'lerle 
başlayan şehir tarihi çeşitli krallıklarla devam
etmiş,Selçuklu egemenliğinden sonra Osmanlı'lara  geçmiş ve şehzadelerin sancak
beyi olarak görev yaptığı sonra da Kurtuluş savaşının temellerinin atıldığı bir şehir olmuş.

eski şehirde sokak
  Merzifon hava limanından ulaşım çok kolay.Şehir içinde butik oteller başta olmak üzere,bütçenize göre temiz ve güzel oteller
 çok.Üniversite  olmasından, genç nüfus  şehre hareket getirmiş.Kafeler ve restuarantlar çeşitli,her bütçeye uygun olanı var.
Akşamları, şehir ve kral kaya mezarları aydınlatılıyor,ve adeta masal şehri görüntüsü izliyorsunuz.Özellikle Çakallar'dan manzara ömre bedel.


sokak ve kral kaya mezarları
Buraları gezmek için bahar ideal,dağlara çıkıp doğa       yürüyüşü,piknik veya kamp yapabilir,civar köyleri ziyaret edebilirsiniz.Ve siz fotoğraf çeken arkadaşlar,çok güzel kareler yakalayabilirsiniz.


Bundan sonraki yazımda sizlere Amasya'da yapılacakları
anlatacağım.Beni takip ederseniz inanın pişman olmazsınız.


*Amasya'da yapılacaklar için tıklayınız:http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/amasyada-yapilacaklar.html


                               Sevgiyle kalın...

                          


Çakallar'dan şehre bakış




24 Ağustos 2012 Cuma

BU MODA BAŞKA MODA..







Kadiköy'ün en eski semtlerinden birisi Moda'dır.Zaman içinde yaşayanları ve çehresi az değişmiş,
nasılsa kendini korumuş,nadir semtlerimizden.1916 yıllarında Vedat Tek tarafından yapılan ama 
bugün esas işlevini görmeyen Moda İskelesi buranın en önemli sembollerinden.Setteki çay bahçeleri,tenis kortu,meşhur Koço Restaurantı,Dondurmacı Ali'si ve Moda Deniz Klübü(eski binası harabe olarak duran ve ne yazık ki bu görüntüden kimse rahatsız olmamakta)geçmişten birer esinti.
Gölgelikli, birbirine paralel ara sokakları ve binaları ile Moda'nın değişmeyen bir çehresi vardır.
   
Güneş daha hızını almadan sabahleyin,çıkın yola..Hatta daha iyisi Kadiköy'den sıkı bir yürüyüşle
 sahilden doğru Moda.Yürüyüş yapıp en azından kahvaltıyı hak etmek lazım.Çeşitli seçeneklerden
biri Moda İskelesi'nde Beltur'un işlettiği kafe.Denizin üstünde,martı sesleri arasında,masalardan kırıntı toplayan serçelerin eşliğinde bir kahvaltıya ne dersiniz?...(Yandaki resimlere bakarmısınız..)
Geniş bir menü ve hafta sonları açık büfe kahvaltı var.Fiyatlar bazı yerlere göre çok uygun,servis muntazam.



Sabah kahvaltıya yetişemesseniz,gün batımını kaçırmayın derim.Keyifli bir güne başlamak veya bitirmek her ikisi de güzel değil mi?... 
Fotoğrafların anlattığına bir bakın ve karar verin.                                                   
Haydi Moda'ya.....                                                     




Sevgiyle kalın....
 

             




                             




     





                           

22 Ağustos 2012 Çarşamba

MUTLULUK ÜZERİNE..



Bazen,hiçbir neden yokken mutsuz olduğunuz,pişmanlıklarınızı,beklentilerinizi,yaşadığınız hayatı sorguladığınız zamanlar oluyor mu?..Bir güne mutsuz başlamak o günü mutsuz bitirmektir..Zaten 
hayatımız zaman zaman üzüntüler,endişeler,sağlık sorunları,gerginliklerle geçmekte.İşte esas 
sorunların dışında ota-çöpe,geçmişe,gereksiz şeylere üzülmek niye?..
 Annemin bir sözü vardır:
''manasız şeyleri dert edeceğine hastane veya mezarlık ziyaretine git,aklın başına gelsin''der.Doğru.
Gelin,şimdi hayatımızda ki güzel herhangi bir şeyi öne çıkarıp gülümseyelim.Ne dersiniz?.......
Unutmayalım ki mutluluk göreceli bir kavram.Bardağın yarısının boş,yarısının dolu olması gibi.
Yarısının dolu olduğunu kabul etmek hem bize hem de yakın çevremize mutluluk verdiğinin bilinci
içindeyiz de,bunu başarmak her zaman kolay olmuyor tabii.Ama eğer şu satırları okurken aklınızda
olan abuk bir düşünce size bye-bye diyorsa,süpeeeer.Nikos Kazancakis'in çok sevdiğim bir sözü var,
''Fırçanız var,boyalarınız var,bir cennet resmi yapın ve girin içine.''diyor.Seçim bizlerin olduğuna göre........................




 Sevgiyle kalın...





20 Ağustos 2012 Pazartesi

GÜNLERDEN PAZARTESİ 3



Evet,bugün pazartesi hem de bayramın 2.ci günü;işte size bu güne özel 2 fıkra birden..

Sabaha karşı eve gelen adamı karısı soru yağmuruna tutmuş.
-Dün gece neredeydin Süpermen?..
-Müşterileri yemeğe çıkardık patronla.
-Peki,sonra ne yaptınız Süpermen?
-Bir bara götürdük.
-Sen ne yaptın orada Süpermen?
-Hiç sadece bir bira içtim ve patronla müşterileri otele bıraktık.
Karısının ardı arkası kesilmeyen sorularından iyice bunalan
adam da,kadına şu soruyu yöneltmiş:
-Neden bana Süpermen diyorsun?
Kadın şu cevabı vermiş:
-Sadece Süpermen külotunu pantolonunun üstüne giyiyor da,
ondan.


 Polis,yol kontrolü sırasında bir adamı durdurur:
-Radar uygulamamız vardı.Beyefendi,siz hız limitini aştınız,der.
Adam itiraz eder:
-Hayır,memur bey,hız limitini aşmadım.
Polis:
-İsterseniz radar kayıtlarını gösterebilirim.
Adam:
-Ben Franklin'in arkadaşıyım,der.
Polis:
-Franklin'de kim?
Adam:
-Franklin'i tanımıyormusunuz?Durun bende bir fotoğrafı olacaktı,der ve cebinden yüz dolar çıkartarak polise uzatır.
Polis:
-Ha,bu Franklin'mi?Şimdi hatırladım,der.
Adam gitmek için müsaade ister.
Polis:
-Tabii,dur bir dakika! Bu Franklin'in sende başka resmi var mı?diye sorar.
Adam cevap verir:
-Arkadaşımız dediysek,bütün albümü yanımızda taşımıyoruz.


                                                                                Sevgiyle kalın...



Kaynak:En Güzel Karışık Fıkralar

17 Ağustos 2012 Cuma

BURÇ GURUPLARINA GÖRE AŞK İLİŞKİLERİ



 Burçlara,astroloji bilimine inanırmısınız?...Ben,gezegen ve yıldızların insanlar üzerindeki etkisini yorumlayan bilimlerin en eskisine inanırım.Bu konularla ilgili yazıları takip eder,okumaktan keyif
alırım.Onun için burç gruplarının aşk üzerindeki etkisini bilmek önemli bence...Aşağıdaki linki tık_
layın durumunuzu öğrenin,ilişkinize yön vermenizde etkili olabilir,belki...Ne dersiniz?....




                                                      Sevgiyle kalın....

15 Ağustos 2012 Çarşamba

BAYRAM GÜNÜ....




Bayram haftasına girildiğinde bizim evde tatlı bir telaş başlardı.Bayramlıkların alınması,eskilerin deyimi ile büyük temizlik yapılması,yiyeceklerin planlanması işte bugünlerde gündeme gelir ve uygulanırdı.Öncelikle bana ayakkabı ve dikilmek üzere kumaşlar,çocuklara içine para konulup ve_
rilmek üzere renk,renk mendiller alınır,çeşitli yiyecekler ve tabii ki tatlılar hazırlanırdı.Annem üç
kardeşin büyüğü olduğundan bayramın ilk akşamı bütün aile bizde toplanılırdı.Güne misafirlerle
başlanır,sonrasında gelenlere illa iadei ziyarete gidilir,özellikle aile büyükleri ve akrabalar birinci gün ziyaret edilmeye çalışılırdı.Akşamüstü babam beni bayram yerine,salıncak ve atlıkarıncaya gö_
türürdü.Annem,sofrayı hazırlar eksik bir şey olmamasına dikkat edilerek,misafirler beklenirdi.Bü_
yük masanın etrafında neşeli bir gürültü ile yemekler yenir ve babamın eşliğinde şarkılar söylenir,
keyifli bir bayram akşamı yaşanırdı.
Aradan zaman geçti,büyüklerimiz yaşlandılar ve biz çocuklar bu bayram programlarını devam ettir_
meye karar verdik,ama kararı çok az uyguladık.Bayramları tatil olarak algılamaya,şehirden kaçma
ya başladık.Yorgunuz,stresliyiz,artık sizin zamanınız gibi değillere sığınarak,acele eller öpülüp,
dualar alınarak yollara çıkıldı.Onlar bütün bu olanlara,bazısı doğru olsa bile çoğunlukla bahane
olan bu sebeplere sadece ve sadece sessizce gülümsediler.


       
           Sevgiyle kalın....

13 Ağustos 2012 Pazartesi

GÜNLERDEN PAZARTESİ 2

İyi haftalar,haftaya gülümseyerek başlayalım ne
dersiniz?...


Fare bir peynir kokusu duyup kafasını dışarı uzatmıştı.Fakat bunun kedinin bir tuzağı olabile_
ceğini düşünüp dışarı çıkmadı. 
Bekledi ve biraz sonra ''miyav''diye bir ses duydu.Ertesi gün de peynir kokusunu aldı ve 
''miyav''sesini duydu,yerinden çıkmadı.Sonra_
ki gün''hav hav''diye bir ses duydu ve kedinin
ortalarda olmadığını sanarak dışarı çıktı.Çık_
masıyla pençe yemesi bir oldu.
Kedinin tuzağına düşmüştü.Kedi yerde baygın
yatan fareyi yanındaki yavrusuna gösterip şöy_
le dedi:
-Bak yavrum,sana dememiş miydim,ikinci lisan
çok önemli.

                              
     Sevgiyle kalın..                


Kaynak:En Güzel Karışık Fıkralar

10 Ağustos 2012 Cuma

KAŞ'TA YAPILACAKLAR LİSTESİ....

Blue House
1.Blue House Restaurant'ta Fazilet hanım'ın güleryüzlü ev sahipliğinde sanki misafir gitmiş gibi ağırlanacak ve çok mutlu olacaksınız.Yediğim ızgara keçi peyniri ile levrek ızgaranın tadı hala damağımda.Kaş'ta gözlemlediğim restaurant ve kafelerin özeni ve şıklığı Blue House'ta en üst sınırda.Dekorasyonu,işli beyaz masa örtüleri ve takım peçeteleri,bardakları,ekmek sepetindeki dantel örtülerine kadar ince bir zevkin ürünü.Abartısızın fiyatları cabası.Muhakkak gitmelisiniz.                                                                                                                              
Sultan Garden
 
2.Liman içindeki Sultan Garden Restaurant'ta İbrahim ve Murat'ın güleryüzleri eşliğinde akşam keyifli bir yemek yiyebilirsiniz.Özellikle yediğim akya şiş ve kalamar dolması müthişti.Dondurmalı tatlıları çok lezzetli.Fiyatlar uygun,      Beğeniceğinize eminim.                             

Saklı Kent mola yeri
3.Ve safari dedikleri, jeeplerle yapılan tur ,sabah Üzümlü köyündeki kahvaltı ve su savaşları ile başlayan,sizi çocukluğunuza döndüren,sabahtan akşama ıslak dolaştığınız,Saklıkent kanyonunun ihtişam ve güzelliğine hayran kalacağınız,inanılmaz Patara ve Kaputaş plajlarında yüzeceğiniz süper bir tur.Sakın sıcakta işim olmaz demeyin ,çok şey kaybedersiniz.Koçlar Travel firmasının rehberleri Adnan ve Mehmet her konuda yardımcılar.
Kaputaş..
               


Üzümlü Köy üzümleri
İnanılmaz Kaputaş Plajı
4.Tekne turu şarttır şart.Önceki yazımda uzun  uzun anlatmıştım.(bak:Kaş'tan çıktık yola)
Nuri'nin yeri

Carettalar ve Patara kumsalı



5.Marinadan herzaman bulabileceğiniz teknelerden birine atın kendinizi ,doğru Liman Ağızı'na.Küçük koylarda denize girip yemek yiyebileceğiniz işletmeler var.Teknedeyken hangisine gideceğinize karar verip kaptana söyleyin.Bunlardan biri Nuri'nin Yeri.Şezloglar,hamaklar,minderler, süper bir deniz ve çeşidi bol lezzetli yemekler.

Tabii ki Kaş'ta saydığım işletmeler gibi keyfli ve güzel çok yer var,hepsi sizi bekliyor ve unutmayın burada mevsim uzun,bu güzellikleri kaçırmayın.


  Kaş'ta çok özel tekne turları için tıklayınız:http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/kastan-ciktik-yola-tekne-turu.html


 



                         Sevgiyle kalın....







                                                                                       

8 Ağustos 2012 Çarşamba

ANTIHELLOS'A GIDIYORUZ...

                  Dalaman hava alanından sonra 2 saat içinde Antiphellos'tasınız.Yani bildiğimiz ismi ile Kaş.Bilmiyorum gördünüzmü?..Günde 3 mayo değiştirmekten,akşamları ne giysem derdinden,aynı müzikler ve aynı kişilerle eğleniyor gibi yapmaktan,abartılı fiyatlar ödemekten bıktınızsa kesinlikle Kaş'a gelmelisiniz.
                 Şehir ve çevresindeki antik harabeleri  gezebilirsiniz.Mesela Çukurbağ ve Pınarbaşı köylerinin üzerindeki Kaş'a 12 Km.lik Phellos'a yürüyerek gidilebilir.
                 Sayılı dalış merkezlerinden,dalmak veya öğrenmek istiyorsanız kesin adres.
                 Dağcılık ve trekking yapabilir veya yüzebilirsiniz.
                 Meis adasına en yakın nokta.Pasaport ve vizeniz varsa karşıya günü birlik geçiş yapabilirsiniz.
şimdi banyo zamanı.. 
Kaş limanı
siesta
  Merdivenleri, yokuşları ile gençlere ve tabii kendini genç hissedenlere göre dingin bir şehir,entresan ama dar sokaklarda arabalar birbirine yol veriyor ve korna sesi duyulmuyor,ayrıca tekne turlarında eller havaya durumu yok, yani müzik yok.Akşamları her çeşit müzik olmasına rağmen herşey olması gerektiği gibi.Restaurant ve kafeleri şık, fiyatlar abartısız.Mevsim ekim ayına kadar devam ediyormuş.Yani önünüzde zaman var,programınıza dahil edin,inanın memnun kalacaksınız.Bir sonra ki yazımda gidilecek yerlerle ilgili bilgiler var,beni takip edin,pişman olmazsınız.   Sevgiyle kalın..
çarşı yolu
kral lahdi  çarşı içi
             
                  
   
     *Kaş'ta yapılacaklar için tıklayınız:
http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/kasta-yapilacaklar-listesi.html

     
    *Kaş'ta tekne turları için tıklayınız:
http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/kastan-ciktik-yola-tekne-turu.html






           Sevgiyle kalın..

6 Ağustos 2012 Pazartesi

KÜTÜPHANEMDEN -NAMASTE

     NAMASTE-HİNDİSTAN YOLCULUĞU



     Namaste, Sanskrit dilinde(Hindistan'da kullanılan yerel bir dil) Tanrının bir parçası ve ondan ayrılan bir zerre olarak kendini hisseden bireyin kendisi gibi zerrelere selam verişidir. Senin önünde eğilirim,selamlarım,saygılarımla anlamlarında  kullanılır.2 Elin beş parmağı birleştirilerek selam verilir.Yani sol elin 5 parmağı (karmanın 5 duyusu)ile sağ elin 5 parmağı(ilmin ve bilginin 5 aracının)birleşmesi.(Kaynak:Berk Yüksel http://blog Milliyet.com.tr/vitriol)



           Ben seyahat kitapları okumayı severim.Üstelik bu kitap Hindistan hakkında ise okurken hayallere dalar,kendimi  anlatılan yerlerde yaşarken bulur,o renkleri,kokuları,curcunayı içime çeker sayfalar arasında dolanır dururum.Bu kitapta anlatılan Hindistan ,turlarla gidilen sterilize yerlerde konaklanan, belirli yiyeceklerin yenildiği,bilinen şehirlerde turistik yerlerin gezildiği Hindistan değil.Sarı bir otobüsle karayolundan  zorluklarla gidilen(birgün o sarı otobüsün gezginlerinden olmayı ümit ediyorum.)farklı yerlerde kalınan ,turistik bir gezi dışında  bir çok şehri,ritüelleri,törenleri,festivalleri,renkleri  kısaca hayatı bir gezginin gözünden anlatan bir kitap.Bu yazdıklarım sizi de heyecanlandırıyorsa 
 okuyun derim.Seveceksiniz.
          


            Kitabın yazarı Ankara Afsad kurucularından gezgin ve fotoğraf sanatçısı Özcan Yurdalan.Atların Denizi,Moğolistan Yolculuğu,Ahşap Fanus-İran Yolculuğu yazarın kitaplarından bazıları.








                                                                                    Sevgiyle kalın....

3 Ağustos 2012 Cuma

KAŞ'TAN ÇIKTIK YOLA-TEKNE TURU



Batık Şehir su sarnıcı
DOĞA,TARİH,DENİZ............

Batık Şehir kalıntıları
Üçağız  köyünün olduğu Üçağız koyundan
hareket ediyor tekneler.Bu koy aynı zamanda
tekneler içinde bir barınak.





İlk mola yeri Akvaryum koyu.Denize girmeye doyamayacağınız bir yer inanın.İnsan yüzgeçlerinin çıkmasını isteyebilir.


Batık Şehir
Üçağız Koyu ve köy

Tersane koyuna doğru gelince inanılmaz görüntüsü ile Batık Şehir karşınızda.Likya'lılar tarafından kurulan şehir depremle suyun 60 metre altına gömülmüş.Suyun altındaki anforalar eşsiz.Daha sonra Roma'lılar 2.ci şehri tepelere kurmuşlar.Onun için çokca merdiven kalıntısı gözüküyor.Evler üstüste taş tekniği ile yapılmış.Zaman içersinde oluşan 2.ci depremde şehir aşağı kaymış.Su sarnıcı,parlemento binası ve ev kalıntıları ile kilise kapısı üzerindeki haçı,tepelere çıkan merdivenleri antik şehrin kalıntıları olarak izleyebilirsiniz.

Ve Burç Koyu,denizin rengine inanamayacaksınız.Sahile doğru yüzdüğünüzde sol tarafta kükürtlü su kaynağı var.Ayağınızı bastığınız kumun altına  sanırsınız ki  içi buz dolu bir boru döşenmiş.Sizde herkes gibi kaynağın içine kendinizi bırakın hem güzelleşmek,hem de bu sıcakta soğumak adına.



Sırada Korsan Mağarası var.Mağara olarak küçük değil,büyücek bir tekne içine girebiliyor.İçerdeki suyun yeşilliği inanılmaz.Korsanların saklanmak için iyi bir yer buldukları kesin.
Korsan Mağarası girişi


Korsan Mağarası

 Kaleköy,MÖ.IV Yüzyılda varlığını sürdürmüş olan Simena antik kenti üzerine kurulmuş.Köyün tepesindeki kale ortaçağda da kullanılmış.Köye gelirken denizde gördüğünüz mezar kalıntısının fotoğrafını suya girerek daha yakından çekebilirsiniz.Sahildeki Kale ve Ankh pansiyonlar küçük bahçeleri,hamakları ve önlerindeki plajları ile huzur ve sessizlik vadediyor.Düşünün,hamaktasınız elinizde kitabınız önünüzde soğuk bir içecek ve deniz.Bu sıcakta insan başka ne ister ?..
Simena(Kaleköy)
  Ayrıca labirent gibi merdivenleri takip ederek içerisine girdiğiniz köy çok şirin,insanlar sıcak, fiyatlar uygun.Bu arada sakın Ankh Cafede şeftali,muz ve fındıklı dondurmayı yemeyi unutmayın.Özellikle şeftalilisi süper.Daha önce böyle bir dondurma yemediğinize eminim.Lezzet süper, içinizin soğumasıda işin en güzel tarafı.

       

Üçağız koyu
Kaleköy-Simena kaleye giden merdivenler












Kaleköy-Simena
















Burç koyu'nda kale burçları 








Dönüş yolunda küçük adacıkların 
 arasından geçerek tekrar Üçağız köyüne dönüp,oradan da araçlara binerek Kaş'a doğru hareket ediliyor.Bu arada teknelerde müzik olmadığını(çok şükür ki) ve iyi bir servis verildiğini belirtmek isterim.

                 Doğası,tarihi,insanı ile çok özel olan henüz yozlaşmamış olan bu coğrafyayı en kısa zamanda ziyaret edin derim,inanın çok memnun kalacaksınız.

*Kaş'ta yapılacaklar için tıklayınız:http://eflatundinozor.blogspot.com/2012/08/kasta-yapilacaklar-listesi.html   

Kaleköy' bakış




                    Sevgiyle kalın....















                                                                   





































Hiç yorum yok:


Yorum Gönder